Denizcilikte Sürdürülebilirlik Yolculuğu:
Karbon Ayak İzi Azaltma Stratejileri
20 Kasım 2023
Betül Pınarbaşı
Küresel iklim krizi ile mücadele kapsamında dünya genelinde sektörel baskılar her geçen gün artmaktadır. Denizcilik sektörü de özellikle son yıllarda artarak ilerleyen karbon ayak izlerini azaltma baskıların hedefinde olan sektörlerden biridir. Bu azaltım için farklı kuruluşlar tarafından farklı düzenlemeler yapılmaktadır. Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) ve Avrupa Birliği (AB); Enerji Verimliliği Dizayn İndeksi (Energy Efficiency Design Index - EEDI), Mevcut Gemilerin Enerji Verimliliği Endeksi (Energy Efficiency Existing Ship Index - EEXI), Karbon Yoğunluk Endeksi (Carbon Intensity Indicator - CII) ve AB Emisyon Ticaret Sistemi (European Union Emissions Trading System - EU ETS) gibi düzenlemelerle küresel karbon emisyonunu azaltmayı hedeflemektedir. Düzenlemelerin sayısının ve kapsamının artmasıyla, düzenlemelerin muhatabının kim olduğu, kapsamı, neyi ele aldığı, hangi bölgelere hitap ettiği ve kim tarafından getirildiğini anlamak giderek karmaşık bir hale gelmiştir. Özellikle önümüzdeki Ocak 2024'te uygulamaya girecek olan Avrupa Birliği Emisyon Ticaret Sistemi (EU ETS) gibi önemli değişikliklerin ufukta olması sebebiyle, bu makale, güncel düzenlemelerin ve kapsamlarının bir özetini sunacaktır. Serimizin sonraki makalelerinde bu düzenlemelerin detaylarına inecek, sözleşmeler üzerindeki etkilerini tartışacak ve olası anlaşmazlıkları incelenecektir.
IMO Düzenlemeleri
Uluslararası Denizcilik Örgütü, 2011'de küresel önlemlerini uygulamaya koymuştur. Bu çerçevede, IMO, 2018'de IMO Seragazı Stratejisi'ni (Greenhouse Gas Strategy – GHG) benimsemiş ve 2023'te Sera Gazlarının Azaltılmasına Yönelik Strateji'yi (Strategy on Reduction of GHG Emission from Ships) düzenlemiştir. Temmuz 2023'te IMO üye devletleri, deniz taşımacılığından kaynaklanan sera gazlarını 2050 civarında sıfıra indirme hedefini onaylamıştır. Strateji, 2030'a kadar alternatif sıfır ve sıfıra yakın sera gazı yakıtlarının teşvik edilmesini taahhüt ederken, 2030'da karbon yoğunluğunu 2008’e oranla en az %40 azaltma gibi hedeflere sahiptir.
EEDI, 2013 yılında yürürlüğe giren bu düzenlemelerden ilki olmuştur ve yalnızca yeni inşaalara uygulanmıştır. EEXI ve CII sertifikasyonu için yükümlülükler 1 Ocak 2023 tarihinde başlamıştır. EEXI gemilerin tasarım özellikleri, ekipmanı ve teorik emisyonlarını dikkate alarak, geminin teknik verimliliğini değerlendirmeyi yansıtmaktadır. CII ise bir takvim yılı içinde rapor edilen yakıt tüketimi, emisyonlar ve taşıma işine dayanarak bir geminin operasyonel verimliliğine odaklanan bir verimlilik ölçüsüdür. Bu uygulamalarla düşük karbonlu yakıtların benimsenmesi teşvik edilerek gemi taşımacılığı sektöründe emisyonları azaltıp sürdürülebilir uygulamaları ilerletmek amaçlanmaktadır.
Mevcut Gemilerin Enerji Verimliliği Endeksi (EEXI):
EEXI, bir geminin enerji verimliliği, tasarımı, inşası, ekipmanları ve teknik özelliklerine dayanarak değerlendiren tek seferlik bir sınıflandırmadır. 2023 itibarıyla MARPOL Ek VI kapsamındaki 400 gross ton ve üzeri mevcut gemilere bir minimum standart getiren küresel bir teknik verimlilik değerlendirmesidir. Her bir gemi için gemi tip ve boyut kategorilerine göre hesaplanmış olan “Elde Edilen EEXI” değeri, “Gerekli EEXI” değerine eşit veya altında olmalıdır. Yeni inşa gemileri, ilk denetim öncesinde uyum sağlamak zorundadır. EEXI önlemlerinin etkinliği, 1 Ocak 2026 tarihine kadar gözden geçirilecek ve gerçek dünya verilerine dayalı olası düzeltmeleri içerecektir. EEXI, teknik değişiklikleri zorunlu kılmaz, ancak uygulamada genellikle Motor Gücü Sınırlama (EPL) veya Şaft Gücü Sınırlama (SHAPOLI) gibi önlemler mevcuttur.
Karbon Yoğunluk Göstergesi (CII):
CII, 5.000 gross ton ve üzeri gemiler için her yıl iyileşen zorunlu bir önlemdir. IMO'nun aşamalı yaklaşımı, yıllık %2'lik bir azalma oranını içerir ve geminin operasyonel verimliliğini artırmak için sürekli çaba sarf etmeye zorlamaktadır. MARPOL Ek VI CII ile gemilerin yük, mesafe ve emisyonlar açısından karbon yoğunluğunun değerlendirildiği bir önlem hazırlamıştır.
Derecelendirme, A'dan E'ye kadar uzanır ve daha düşük derecelendirmeler düzeltici eylem planlarını gerektirir. Hesaplamalar, 2018'den beri IMO Veri Toplama Sistemi (DCS) aracılığıyla rapor edilen verilere dayanmaktadır. Gerçekleştirilen yıllık operasyonel CII değeri, yıllık operasyonel CII sınıflandırmasına göre belgelendirilmeli ve doğrulanmalıdır. Bu şekilde operasyonel karbon yoğunluğu seviyesi belirlenmiş olacaktır.
Armatörler, CII uyumu için operasyonel verileri izlemek zorundadır; SEEMP Kısım III'ün 31 Aralık 2022'ye kadar gereklidir ve 1 Ocak 2024'ten itibaren bir Uygunluk Beyanı (Statement of Compliance) gerektirir. SEEMP Kısım III/CII uyumunun düzenli denetimleri her altı ayda bir zorunludur. Üç yıl boyunca sürekli olarak "D" olarak derecelendirilen gemiler veya bir yıl boyunca "E" olarak derecelendirilen gemiler, SEEMP Kısım III'lerini bir düzeltici eylem planıyla güncellemek zorundadır ve bu plan, bayrak devleti veya sınıflandırma kuruluşu tarafından doğrulanmalıdır. Aynı zamanda A veya B olarak derecelendirilen gemilere yönelik olarak idareler, liman yetkilileri ve diğer paydaşlar bazı teşvikler uygulayacaktır.
Avrupa Birliği (AB) Düzenlemeleri
Avrupa Birliği, "55'e Uyum" paketi kapsamında karbon emisyonlarını 2030 yılına kadar en az %55 azaltmayı ve 2050'de iklim nötrlüğüne ulaşmayı hedeflemektedir. 2024'ten itibaren yürürlüğe girecek olan Avrupa Birliği Emisyon Ticaret Sistemi, emisyonlar üzerine bir "cap ve trade" prensibini dayatmaktadır. Diğer düzenlemeler arasında; FuelEU (Denizcilik, sürdürülebilir yakıtların kullanımını teşvik eder ve vergilendirme düzenlemesidir 1 Ocak 2025’te yürürlüğe girecektir), Enerji Vergisi Direktifi (ETD) ve Alternatif Yakıt Altyapı (AFI) yer almaktadır ve vergi cezaları ve limanlara altyapı sağlama yükümlülüğü getirmektedir.
Avrupa Birliği Emisyon Ticaret Sistemi (EU ETS):
AB Emisyon Ticaret Sistemi, 2005 yılında sera gazı emisyonlarıyla mücadele etmek amacıyla kurulmuş ve bu amaca hizmeti daha da yaygınlaştırmak adına kademeli olarak sektörler bu uygulamaya dahil edilmiştir. Başlangıçta enerji tüketiminin yoğun olduğu sektörlere odaklanan bu sistem, son müzakereler ve anlaşmalarla denizcilik sektörünü de içerecek şekilde kapsamını genişletmiştir. Şöyle ki; Aralık 2022'de EU ETS'yi deniz taşımacılığını kapsayacak şekilde genişletme konusunda geçici bir anlaşmaya varılmıştır. Bu genişletme, 16 Mayıs 2023'te Avrupa Birliği Resmi Gazetesi'nde resmi olarak kabul edilerek yayımlanmıştır. 2024'ten itibaren EU ETS yürürlükte olarak, Avrupa Ekonomik Alanı (EEA) içindeki deniz taşımacılığı faaliyetlerini kapsayacak, gemilerin CO2 salımları için izleme, raporlama ve izinleri teslim etmeye zorlayacaktır.
EU ETS, taşınan yükten bağımsız olarak, 5.000 groston ve üzeri gemiler için karbon fiyatlandırma yaklaşımını tanıtmaktadır. Bu değişiklik, AB ve AB dışındaki limanlar arasındaki seferlerden kaynaklanan emisyonların EU ETS'ye tabi olacağı bir ekstraterritorial uygulamayı içermektedir. Denizcilik şirketlerinin tabiyeti, AB ve AB dışındaki limanlar arasındaki seferler için emisyonların %50'si ve AB limanları içindekiler için %100'ü gibi çeşitli senaryolarda düzenlenmiştir.
Kademeli olarak devreye giren yükümlülüklerin; taşıdıkları bayrağa veya ait oldukları ülkenin hukukuna bakılmaksızın, şimdilik AB limanlarına uğrayan 5.000 groston veya daha fazla ticari gemilere uygulanacağı belirlenmiştir. Offshore ve belirli buz sınıfı gemiler için muafiyetler belirtilmiş olup, gelecekte potansiyel genişlemeler beklenmektedir. Belirli gemi tipleri için özel muafiyetler geçerli olup, bu muafiyet askeri ve balıkçı gemilerini içermektedir. Ayrıca, küçük adalardaki belirli yolcu ve ro-pax gemileri için 2030'a kadar geçici muafiyetler bulunmaktadır. Bu düzenleme 1 Ocak 2025 tarihinden itibaren 5.000 tonajın altındaki ancak 400 tonajın altında olmayan genel kargo gemileri için de geçerli olacaktır. Ayrıca, 5.000 brüt altındaki ancak 400 tonajın altında olmayan offshore gemileri de Tüzük kapsamında olacaktır. 1 Ocak 2026'dan itibaren EU ETS düzenlemeleri, azot oksit ve metan emisyonlarını içerecek şekilde genişleyecektir.
EU ETS ile düzenlenen sınırlara uyması gereken muhattap “Denizcilik Şirketi” şeklinde düzenlenmiştir. Denizcilik Şirketi’nin yükümlülükleri; denetim otoritesine doğrulanan emisyonları yıllık olarak izleme, kayıt tutma ve raporlama gibi eylemleri içermektedir. Ayrıca, Denizcilik Şirketi'nin gerekli AB İzinlerini ilgili otoriteye sunma zorunluluğu bulunmaktadır. Deniz taşımacılığı için aşamalı uygulama 2024'te başlamakta olup, gerekli izinler için şirketlerin doğrulanan emisyonlarının yüzdesini baz alacaktır.
Sonuç
Gemiler denizleri aşarken bir çok düzenlemeye tabidir. Bu düzenlemeler her sektörde olduğu gibi denizcilik sektöründe de son yıllarda karbon emisyonu yönünde yığılma yapmıştır. Denizcilik sektörü için mevcut IMO düzenlemelerine (örneğin EEXI ve CII gibi) uyum sağlama zorluğu halihazırda varken, yakın zamanda uygulama bulacak olan AB önlemleri için de hazırlık yapma zorluluğu eklenmiştir. Teknik iyileştirmeler ve operasyonel ayarlamaların bir arada uygulanması, karbon yoğunluğunu azaltma ve sürdürülebilir deniz taşımacılığı uygulamalarını hızlandırmaktadır.
Ancak, bu değişikliklerin açıkça ortaya çıkan çevresel faydalarına rağmen sektör, uygulama maliyetleri, cezalar ve ilişkilendirilen sorumluluklar etrafında devam eden tartışmalara sıkışmış durumdadır. Özellikle EU ETS gibi önemli değişikliklerin yaklaşmasıyla, bu makale, son düzenlemelere genel bir bakış sağlamayı amaçlamaktadır. Serinin sonraki bölümlerinde, bu düzenlemelerin ayrıntılarına inecek, denizcilik sektörü sözleşmeleri üzerindeki etkileri tartışacak ve olası anlaşmazlıklara değinecektir.